Sosyal güvenlik; insan ve toplum odaklı yönetim felsefesinin en temel araçlarındandır. "İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın" prensibi insan olmadan ve aynı zamanda insanın ve toplumun refahı ve mutluluğu sağlanmadan yönetim erkinin istikrarının olamayacağını ifade eder. Dünya'da peşi sıra meydana gelen krizler doğal afetler ve salgınlar insanın ve toplumun her türlü riske karşı korunması gerektiği gerçeğini gözler önüne sermiştir. Kapitalizmin tüm hünerlerini sergilemeye çalıştığı bu yaşam döngüsünde insan ve toplum refahı tesis edilmeden kapitalizmin dahi varlığını sürdürmesi güçtür. Zira insana rağmen hiçbir sosyo-politiğin ve eko-politiğin sürdürülmesi mümkün değildir. 20. Yüzyılda başlayan "sosyal güvenlik endişesi" 21. Yüzyılda artarak devam etmiştir. Modern devletler sosyal güvenlik harcamalarını artırırken eş zamanlı olarak sosyal güvenliğin finansmanı sorunuyla karşı karşıya kalmışlardır. Bu kitapta sosyal güvenlik sistemleri sosyal güvenliği sağlamaya yönelik harcamalar ve özellikle sosyal güvenliğin finansmanı ile sürdürülebilirliği konuları araştırılmaya ortaya konulmaya ve bu hususlara ilişkin çözümler sunulmaya gayret edilmiştir.