"Yalnız Allah'a kulluk etsin diye yaratıldığının" (Zariyat 56) bilincinde olan devrimci açısından ibadet çok farklı bir mana taşır. O "namazını ibadetlerini hayatını ve ölümünü âlemlerin Rabbi olan Allah'a" (Enâm 162) adadığı için elde ettiği kulluğu onu özgürleştirir. Hayatının bütününü ibadet ile geçirme bilinci ona şahsiyet kazandırır. Allah'tan c.c gayrısını ilah edinmeyi reddettiğinden dolayı ne kendi nefisine ne de toplumun nefsi olan zalimlere boyun eğmez. İlim veya bilim dahi onun nazarında araç olmaktan öteye geçemez onun için İlahlaşamaz. Hangi araca sahip olursa olsun onu Allah c.c rızası için kullanır Allah c.c için yaşar O'nun c.c için ölür. Aldığı her nefesin her eyleminin ve söyleminin nihai hedefi Allah'ın c.c rızası haline gelir. "Ayakta iken otururken ve yanı üzerinde yatarken Allah'ı zikreder ve göklerin ve yerin yaratılışı üzerine düşünür 'Rabbim sen bunları boş yere yaratmadın' der" (Al-i İmran 191).