Eli ayağı boşalmış gibiydi Manoli'nin. Baktı ki konuğu çok üzülüyor; iyice yanına sokuldu Mehmet Ali Aga omzunu tuttu. Manoli omuzuna dokunan bu dostça elin üzerine kaldırdı kendi elini koydu. Sonra hafifçe yüzünü dönerek Mehmet Ali Aga'ya:
- "Vire komşu!" dedi. "Nedir bu başımıza gelenler? Her şeyimizi kaybettik herşeyimizi. Bari kardeşim Sofia'nın çeyizlerinden bana onu hatırlatan küçücük bir şey kalsaydı?"
Bu roman Şirinceli Manoli Aksiyotis'in yaşanmış gerçek öyküsüdür. O ilk kez Şirince'den seslenmişti size; Dido Sotiriyu'nun Benden Selam Söyle Anadoluya adllı romanından. Şimdi de bu romanda sesleniyor. Hem tek onun da sesi değil; Dıramalı Hasan Aga'nın Muştiyanlı Mehmet Ali Aga'nın Koca Ninenin ve daha nicelerinin sesleri dalga dalga Manoli'nin sesine karışıyor ve dağlara ovalara yayılarak kulaklarımıza kadar geliyor. Üstelik bu kitapta Şirince'yi -eğer biliyorsanız da- yeniden tanıyacaksınız. Bu kitapta Şirince'nin yakın tarihini mübadele üzerinden okuyacaksınız; mübadeleyle birlikte Şirince'den Yunanistan'a Yunanistan'dan da Şirince'ye savrulan ve mübadil denilen savrulan bedenlerin gölgeleriyle izleriyle ve sesleriyle karşılaşacaksınız. Ve Şirince'nin sokaklarını gezerken bu romanda yer alan her bir karakterin bir köşeden sıyrılıp omuzunuza dokunuverecekmiş gibi bir duyguya kapılacaksınız.