İhtiyarın terki dünya eylemesinin üzerinden hayli süre geçti. Kimsesizlerin göçü nasılsa öyle bir göçtü onunki. Ardından dua okuyan hayır hasenat dağıtan yıldönümlerinde hatırlayan çıkmadı. Buna ben de dâhilim. İlk aylarda ziyaretlerim daha sıkken sonraki yıllarda seyrekleşti. Fakat mezarı çevre yolundan göründüğü için geçtiğimde ara ara gözüme takılır son zamanlarında biriktirdiğim sohbetleri yâd ederek buruk bir tebessümle onu anardım.
Ölümü sonrasında vedasız sonbaharlar gibi diğer mevsimlerin de şirazesi kaydı sanki. Ne zaman döndüğü ne zaman yandığı ne zaman dindiği kestirilemedi. Uğrun uğrun yas tuttukları belliydi. Ben de umutsuzluğa kapılarak hikâyesinin dürüldüğünü düşünmüştüm. Üzerine yeni sözler ekleyemem sıcağından taze cümleler kuramam hikâyesine kaldığı yerden bahis açamam sanıyordum.