Ömür denilen hayatın yollarında düşe kalka yürüyen ara sıra savrulan ara sıra dik duran ara sıra düşüp alttan yürüyen insan; kendisine uygun gördüklerini yüreğine yakışanları tutmaya tutunduklarıyla diklenmeye çalışır...
İnsanlığını yitirmeyen insan; insanlık iklimlerinde ömrünü tüketirken ömrünün yetiştiği insanlık mevsimlerinde güzellikleri büyütmeye iyilikleri çoğaltmaya Allah'ın mabedini mamur etmeye çabalayıp emek vermişse eğer ekmeğini aşına katık yapacaktır elbet...
Hayatı yaşamak hayata tutunmak insanlığı ayağa kaldırmak adına; gün olur şiirlere tutunan gün gelir hikayelere sığınan gün geçer doğanın akışına kapılan gün doğar iyiliklere karışan gün gelir şarkılara nakarat olan bazı an gelir filmlere konu olan gün biter kitaplara karışıp kaybolan ve en zoru da insanı insana kavuşturan ve her ne yaptıysa Allah rızası için yapan insan; hem alnından hem yüreğinden öpülecek saygı duyulacak insandır elbet...
Direniş Vakitleri ile bizim de derdimiz böyle güzel insanlara sinerji verebilmek dizlerine derman olabilmek yaptığı aşların tuzu biberi olabilmek yürüdüğü yollara güller serebilmekti elbet...