Havf ve recâda Allah'a yakın olmak önemlidir. Havf sahibi daima beraber olduğu Rabbini yakînen tanıdığı için O'ndan korkar. Allah korkusu azap endişesinden çok saygıya dayalı bir korkudur. Bu korkuda mahcup olma ve utanma endişesi mevcuttur. Bunun için Rabbinden korkan Rabbine sığınır ve O'na daha yakın olmaya çalışır. Allah'tan korkmak sadece bir duygu değil aynı zamanda bir eylemdir. Korkmak yasaklardan uzaklaşmayı emredilenleri yerine getirmeyi ve Allah'a mutlak itaati gerektirir. Ümit insanların hayatını anlamlı kılar. Af ümidi nedametle tövbe ederek günahlardan uzaklaşmaya ve Allah'a yaklaştıran ibadetlere yönelmeye sevk eder. Ümitsizlik ise karamsarlığa bedbahtlığa veya boş vermişliğe sürükler. Ümitsiz kişinin hayattan bir beklentisi olmadığı gibi ahiretten de bir beklentisi olmaz. Affedilmeyeceği düşüncesinin sürekliliği akıl sağlığına bile zarar vererek kişiyi tamamen boş vermişliğe sevk edebilir. Havf ve recâ müminde bulunması gereken iki özelliktir. Müminin sağlıklı bir dinî hayat sürmesi ise bu iki özelliğin dengeli olmasına bağlıdır. Havf ve recâ nefsi dizginleyip doğru istikamette gitmesini temin ettiği gibi günahları engelleyen iki fren ve ibadetlere sevk eden iki teşvikçidir.