Oryantalizm bir disiplin olarak ancak on dokuzuncu yüzyılda teşekkül etmiş olsa da kökeni; erken dönemden itibaren Hristiyanların İslâm'ın dinî siyasi ve kültürel meydan okumalarına karşı koyma faaliyetlerine dayanan İslâm'ı tanımlama ve anlamlandırma çabalarının modern dönemde büründüğü akademik kimliğin adıdır. Oryantalist literatür ise Batılı bir kimlik tasavvuruyla Doğu'ya ve Doğu'nun herhangi bir unsuruna yönelik olmak üzere ilmî bir temele dayanan ya da dayanmayan her türlü tasavvur algı tasvir fikir ve iddiayı barındıran eserler ile bunlar üzerinde yine Batılı araştırmacılar tarafından yapılan çalışmaları kapsar. Batılı öznenin konusu olan Doğu; başlangıçta sadece İslâm'a ve ağırlıklı olarak İslâm dininin bulunduğu ülkelere yönelik iken Avrupa'da coğrafi keşifler sömürgecilik faaliyetleri siyaset ve ticaret alanlarındaki gelişmeler bilim dallarının çeşitlenmesi ve bilimsel araştırma yöntemlerinin geliştirilmesi gibi etkenler muvazenesinde modern dönemde Atlantik kıyısında Kuzey Afrika'dan başlayarak Akdeniz'in doğusundan tüm Asya dâhil olmak üzere Uzak Doğu'nun sınırlarına kadar genişlemiştir. Ancak tarihî gelişimi dikkate alındığında oryantalizmin temel çalışma alanı İslâm dini ve coğrafyası olmuştur. Nitekim oryantalizmin akademik disiplin haline geldiği on dokuzuncu yüzyılda oryantalist kavramının bir uzmanlık terimi olarak temelde İslâm coğrafyasını teşkil eden ülkelerdeki halkların dil din kültür tarih gelenek ve anlayışları gibi konular üzerinde çalışan kişiler için kullanılmış olması bunun göstergesidir. Elinizdeki kitapta çok yönlü okumalara elverişli boyutlara haiz olan oryantalist literatürde geçmişten günümüze İslâm'ın tevhid inancı ve kaynağına yönelik görüş algı düşünce ve iddialar genel hatlarıyla ortaya konulmuştur.