"Ve bir gün bir çocuk bir çiçeği sulayacak o çiçek sevgi çağının tohumu olacak dünyayı saracaktı."
Zihnimdekiler on sekiz yaşına giren Tansu'nun sabah Emel babaannesinin defterini okumasıyla başlayıp İstanbul'dan Mersin'e uzanan bir Hüseyin Sezer romanı.
Sabah gazeteye gelir gelmez anlam veremediği şekilde bir cinayet haberi için Mersin'e gönderilen Emel bu şehirde Deniz ile tanışacak kendisini esrarengiz bir ses kaydının içinde cinayetin orta yerinde bulacak.
Salih'in Bir Anda Biten Hikâyesi romanı için "Beni yazar yapan eserim." diyen Hüseyin Sezer Zihnimdekiler içinse okuyucusuna "Yazarken beni en çok zorlayan en güçlü eserim." diyor.
Kurguyla gerçeğin iç içe geçtiği aklın ve duyguların karanlık dehlizlerine girildiği Zihnimdekiler'de birçok kişinin hikâyesinin kapısının aralanışıyla "Bu hikâye kimin hikâyesiydi?" sorusu hep peşinizden gelecek. Adeta kapağın açılması ve Tansu'nun sesinin duyulmasıyla modern bir Binbir Gece Masalı'nın kapları da aralanacak.
"Zira iyi bir kitap okumak aklımızı özgür kılar."