Gülmem onu sinirlendirdi. İki adımda yanıma gelip yakama yapıştı: 'Resimleri nereye sakladın?' İlk defa yüzlerimiz bu kadar birbirine yakındı şimdi öpsem ne yapardı? Sonra gözümü göğsüne kaydırdım işte burada gördüklerimle daha çabuk hipnotize olurdum. Tam da oluyordum salonun kapısında gürültüler oldu. Asım Ağbi ve Nihat içeri girmişti. 'Hayır bilmiyoruz yumurtla bakalım gerisini' dedi Asım Ağbi. Salonda volta atmaya başladım. Benim sahnemdi rolüme fazla çalışmamışım ama altından kolayca kalkabileceğime inanıyordum yeter ki teklemeyeyim. 'Uzatma traşı' dedi Asım Ağbi. Yapmak istediğim dramatik etkiyi bir anda yerle bir etmişti gene. Bir daha başıma cinayet açıklamak gibi bir durum gelirse Asım Ağbi'yi arayacaktım. Asım Ağbi ramazan topu gibi bir sesle 'Otur oturduğun yere' dedi. Ben bile karşıma çıkan ilk koltuğa attım kendimi. Tansu iyice sararıp bozarmaya başlamıştı. Ağzından birkaç 'saçmalık ama bu' gibi laf döküldü sonra ağlamaklı nefretle bakarken hiç de güzel hiç de seksi değildi. Neresini beğendim bu kızın diye kendime sordum. Bundan sonra sahne Asım Ağbi'nindi. Alkışlar çığlıklar arasında indim. Bütün stadyum inliyor 'Metin... Metin' diye bağırıyordu. 'Ağbi ben gidiyorum' dedim. Bu benim son repliğimdi.