Begüm'ün yanına oturmak ya da oturmamak. İşte bütün mesele bu!
Ödüllü yazar Anne Fine'ın "SEN de OKU" koleksiyonu için yazdığı Begüm'ün Nesi Var? yersiz korku ve endişelerden özgürleşip ânın tadını çıkarmak üzerine muzip bir öykü.
Öğrencilerin sınıf içi ilişki dinamiklerini ve öğretmenleriyle iletişimini mizahi bir üslupla ele alan bu neşeli kitap karşımızdakini dikkatli dinlediğimizde onu çok daha iyi tanıyabileceğimizi vurguluyor.
Siyahla beyaz kadar birbirine zıt iki çocuğun arasındaki buzları hoşgörünün gücüyle eriten kitap önyargıya ve ayrımcılığa maruz kalmanın nedenleri ve sonuçları hakkında düşündürüyor.
Begüm sınıfın en özgüvenli en bilmiş en becerikli veee en KORKULAN öğrencisi!
Bunu kim mi söylüyor? Şeyy aslında tüm sınıf ama nedense kimsenin açık açık dile getirmeye cesareti yok. Peki böylesine göz önünde olan birinden korkmak niye? Acaba Begüm'ün nesi var?
Nesi yok ki?
Bir kere üstüne vazife olmayan her işe karışıyor. Sonra bakışlarıyla sinir ediyor. En fenasıysa sesini azıcık yükseltti mi herkes hazır ola geçiyor!
Evet itiraf etmek gerekirse Begüm azıcık zor biri ama yine de onunla sıra arkadaşı olmaya çekinilecek bir durum yok ortada... En azından Kerim Öğretmen öyle düşünüyor. Yoksa bizim Atık pardon (!) Atıf Begüm'ün yanına otursun diye ısrarcı olur muydu hiç?
Akran zorbalığını odağına alan gerçekçi bir öykü anlatan bu matrak kitap okurlarını "Sınıfta en korktuğunuz kişinin yanına oturmak zorunda kalsanız ne yapardınız?" sorusu ile baş başa bırakıyor.
Sahi böyle bir durumda ne yapardınız?