Korkunun gölgesi hala üzerimizde. Savaşların en zorlusunun ruhunu anlayacak denli berraklaştırmak şöyle dursun onun hakkında bir bakışa sahip olmak için bile henüz çok erken. Bununla birlikte sahnelerde maddenin olağanüstü önemi giderek daha net ortaya çıkıyor. Gücü; makineler demir ve patlayıcılar olan maddi bir savaştı bu. İnsanlar birer madde olarak görülüyordu. Cephenin odaklarına yerleştirilen birlikler halindeki askerler kül haline getirilerek eritiliyordu. Kalanlar geri çekiliyor cephe her defasında yeni askerlerle takviye edilecek biçimde toparlanıyordu. "Tümen büyük savaşa hazır!" Savaşın sahnesi yalındı renkleri gri ve kırmızıydı; savaş alanı yaşamın yeraltında kıt kanaat geçindiği bir delilik çölüydü. Geceleri yorgun kollar çiğnenip geçilen köyler boyunca yanan ufka doğru ilerliyordu. "Işıklar sönsün!" Harabeler ve haçlar yol boyunca sıralanmıştı. Tek bir şarkı yankılanmıyordu. Sadece emir sözleri ve küfürler; kürek çatırtılarını tüfek ve siper şakırtılarını kesiyordu. Bulanık gölgeler ezilip geçilmiş köylerin kenarlarından uçsuz bucaksız siperlere doğru yükseliyordu.