bazılarına göre tek heceydi aşk
yazıldığı gibi okunur
okunduğu gibi yaşanırdı.
yürek aranmaz
ardı sorulmaz
üste başa bulaşmazdı...
bazılarına göre ise
bin cümleydi aşk
yazıldığı gibi tek seferde okunamazdı
bilakis yaşandıkça yazılır
yazıldıkça çoğalır
çoğaldıkça acıtır
ve acıttıkça vazgeçilmez bir hâl alırdı...
geceydi bir vakit
şairin yüreği çarptı kaleme
ve tek heceden bin cümle saçılıverdi orta yere
ama yine de
üç noktalı hâlinden kurtulamadı aşk
yine sonsuz
yine soluksuz
ve tarifsiz asılı kaldı şairin yüreğinde...
İşte böyle doğdu
TEK HECE BİN CÜMLE AŞK...
Ömür deryasında iki mavinin bir ufka yolculuğunda beyaz kağıtlarını yelken yüreğini kendine pusula etmiş şairin seyir defterinin adı oldu...