İslam öncesi ve sonrasında kadın Türk tarihinin her döneminde önemli işlerin üstesinden gelerek erkekle eşit olduğunu bileğinin ve yüreğinin gücüyle ispat etmiştir. Türk devletleri ve toplumlarında erkeklerle aynı haklara sahip olan kadın Devlet idaresinde de Hakan'ın yanında "Hatun" unvanıyla söz sahibi olmuştur. Çocukluktan başlayarak ok atma kılıç kullanma ve ata binmeyi öğrendiklerinden savaşlara katılarak korkusuzca mücadele etmişlerdir.
Türk tarihinde Tomris Hatun'la başlayarak devam eden öncü kadınlar silsilesi Nene Hatun'la son bulmamış Kurtuluş Savaşı'nda da Türk kadını analık vazifesiyle birlikte vatani görevini en iyi şekilde yerine getirmiştir.
İslami dönemde Türk kadını yaygın görüşün aksine toplum dışına itilmemiştir: Selçuklu Altuncan Hatun Saltuklu Mama Hatun Karakoyunlu Hatun Can Begüm Akkoyunlu Sara Hatun Kırgız Kanıkey Hatun Kazan Hanı Süyümbike Hatun Delhi Türklerinden Raziye Begüm Doğu Türkistanlı Dilşad Hatun İslami dönem öncü Türk kadınlarından bir kaçıdır.
Karakoyunlu Kadem Paşa Hatun da bu döneme adını altın harflerle yazdıran Türk kadınları arasında olduğu halde hakkında maalesef araştırma yapılmamıştır. 14. yüzyıl ortalarında Anadolu'nun Doğusunda Erciş merkezli olarak tarih sahnesine çıkan Karakoyunlu Türkmen Devleti'nde Ordu Komutanlığı yaparak "Paşa" rütbesi alan Kadem Hatun bu rütbedeki ilk kadın olma özelliğini de günümüze kadar devam ettirmiştir.
Türk tarihinin dikkate şayan simalarından Kara Yusuf Bey'in eşi olan Kadem Paşa Hatun Kafkaslardan Mısır'a Fırat boylarından Hazar kıyılarına kadar at sürmüş Karakoyunlu Türkmen sınırlarının 3 milyon km2 topraklara ulaşmasına önemli katkılarda bulunmuştur.