Rüyasında yıkılmaya yüz tutmuş bir duvar gördü Aziz... Duvarın yanında tuhaf iki adam vardı. Birbirleriyle tartışıyorlardı. Onlardan biri iri yapılı beyaz sarıklı uzun boyluydu. Saçı sakalı oldukça uzamış ve dağınıktı ve oldukça da öfkeli görünüyordu. Elinde bir asa tutuyordu. Diğeri boydan boya yeşil bir kıyafet giyiyordu ve yanındaki adama göre daha sakindi. 'Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz bir çocuğu mu öldürdün? Gerçek şu ki sen çok kötü bir iş yaptın! dedi' elinde asası olan adam öfkeyle. Diğeri 'Sana benimle beraberliğe asla sabredemezsin demedim mi? diye yanıtladı onu sakince. Derken onlardan sakin olanı yanı başlarındaki yıkık duvarı onarmaya başladı. Bu kez 'Neden duvarı onardın?' diye itiraz etti öfkeli olanı... Adamın dili peltekti ve bu nedenle Aziz adamın söylediklerin anlamakta zorlanıyordu. 'Üstelik dileseydin elbet bu iş için bir ücret de alırdın!'
'Sana benimle yola çıkmaya sabredemezsin dememiş miydim?' diye yanıtladı onu yeşil kıyafetli olan. 'Doğrusu sen benimle beraberliğe asla sabredemezsin. İç yüzünü kavrayamadığın bir şeye nasıl sabredebilirsin?' Bunun üzerine öteki adam 'İnşallah beni sabırlı bulacaksın. Hiçbir işte de sana karşı gelmeyeceğim' dedi.