Şimdi bir yokluğun kıyısında oturuyorum. Odanın köşesinde bir örümcek benim için ölümü hazırlıyor sonumu getirecek ağları örüyor ha bire. Camların kırık ve yaralı kanatlarından bir yel sızıyor ölümün bembeyaz şarkısı yavaş yavaş işliyor içime.
Kör bir pencere...
ve ben hep perde inmiş günlerin arkasından buğulu gözlerle bakmışım dünyaya.
Günlere İnen Perde ölümle yaşam arasında kendini sorgulayan her şeyden kaçmak isterken yine kendinde tökezleyen zihnindeki muğlak soruların cevapsız olduğunu fark eden insanların öyküsü.
Bekir Göl taşralı karakterlerinin iç çatışmalarını kara yazgılarını büyülü gerçeklikle harmanlayarak bambaşka bir pencere açıyor yaşama. Bazen ırıklarından soğuk sızan bazen de kırılan yerinden ölüm filizlenen bir pencere...