Korku dolu geçen altı ayın acılarını Zımeq köyünün üzerine bırakıyordu. Gökyüzünde yağan yağmur misali göz yaşı döktü. Tıp tıp ses çıkaran damlaların hangi köylüsünün kafasına düşeceğini merak etti. İçinde bulunduğu durum onu sıkıntıya sürükledi. Bu haline kim üzülecek ve kim sevinecek diye bir sorgulamaya girişti. Kendisini diğer köylülerden daha erdemli gördü. Öğretmenlerden daha fazla kendisine işkence edildiğini hatırladı "Bunu öğretmenler de bir gün mutlaka anlatırlar. Anlatmak zorundalar" dedi. Helikopterin çıkardığı gürültüden onun bu söylendiklerini duyan olmadı. Her insanın düşüncesi onun kaderini belirliyordu. Gerçi Garip sabit düşüncelere sahip değildi ama yine de bu yolculuk onun kişilik edinmesinin başlangıcı olmuştu.