Elinizdeki kitap pek çok kadının emeği ve katkısıyla ortaya çıktı. Mahpushaneler mimari tasarım ve iç işleyiş olarak erkek aklının ürünüdür ve oradaki tüm uygulamalar da devlet ve onun erk'liği üzerinden inşa edilmiştir. Eşitsizliğin yeniden üretildiği eril hukukun hayat bulduğu bu yerlerin bilgisi ve deneyimleri hakkıyla tartışılmış değil. Oysa bugün çoğunluğu hükümlü 15 bine yakın kadın mahpus var. Türkiye'de neredeyse her kadının yaşamının bir bölümünde mahpushaneyle kurulmuş bir hikayesi
duygusuna ve yaşamına değmiş sirayet etmiş bir cezaevi
gerçekliği var. İşte 11 Haziran 2022 tarihinde İstanbul'da
gerçekleşen "Mahpusta Kadın Olmak" temalı çalıştay tam da kadın ve mahpus olguları etrafında bir tartışmayı amaçladı. Kadın mahpusların tanıklıkları mahpus ailelerin yaşadıkları çocuklarıyla mahpushanelerde kalmak zorunda kalan kadınlar ceza infaz sistemindeki değişikliklerin mahpuslara yansıması adalet ve bağrında taşıdığı eşitsizliğin kadınlardaki karşılığı müebbet hapis cezalarıyla umutların ellerinden alınması cinsiyetçi yaklaşımlar vb. birçok konu en çıplak haliyle tartışıldı. Nihai kertede ise bu çalıştayı uluslararası bir çalıştaya
dönüştürmek de amaçlandı. Tartışmalarımızın bir hafıza
pratiğine dönüşerek ileriye taşınması isteği bu kitap çalışmasını ortaya çıkarttı. İstedik ki sesimiz duygumuz sözlerimiz kadın mahpuslar için bir dayanışmaya bir itiraza vesile olsun.