"Bir masal anlatmak istiyorsam öncelikle karşımdakinin sonsuza dek mutlu yaşadığını bilmesi gerekiyor. O yüzden benim masalım sondan başlayacak."
Aynadaki alımlı aksine baktı uyuyan güzel. Rüyasında capcanlı renklere bürünmüş bir ada vardı karşısında. Güvenli yanıydı dört bir etrafını çeviren deniz. Sakin ve huzur doluydu yemyeşil ormanın ortasında. Kayalıkların zirvesine ulaşan heybetli görüntüsüyle saçları şelale olup dökülmeye başladı. Tam elini kendine doğru uzatmıştı ki bir bomba sesiyle kırıldı ayna. Parmağının ucundan tüm vücuduna yayıldı kan. Toprak yollardan vadilerden yol bulup önce nehre oradan denize ulaşarak aynadaki aksini kırmızıya boyadı.
Kara perinin laneti geçmişti siyah duman ve moloz yığınlarının arasından. Bu işte bir terslik var diye düşündü. Zaten hem acı hem de belirsizlik masallardaki sonsuza dek mutlulukla sonlanan cümlenin sınırlarını ihlal etmeye pek meraklıdır.
Ve uyandı uyuyan güzel. Kendisini kabusla öpen çirkin bir dünyaya...
Aslıhan Savaş 'Dişital Ada' serisinin devamı niteliğinde yazdığı 'Uyuyan Güzeli Uyandırma' eseriyle okurlarına nefes kesici distopik bir hikayenin yeniden kapılarını açıyor. Eski dünyadan uzak yeni hayat misyonu yüklenen ada halkının sorunları bambaşka boyutlara ulaşırken savaştan kaçıp sığındıkları ada onları korumaya gerçekten de yetebilecek mi?