Âlemin varlığı ile ilgili tartışmaların tarihi çok eskidir. Âlemin varlığı ile ilgili en önemli ve temel mesele âlemin kıdemi meselesidir. Bu meselenin özünü hiç şüphesiz Tanrı ile olan bağlantısı oluşturmaktadır. Bu bağlantının ilk basamağını da Tanrı'nın varlığı oluşturur.
Antik çağ Grek düşüncesinde tabiat filozoflarının felsefesinde evren ve evrenin kaynağı ile ilgili düşünce bir tabiat teolojisi olarak zımnen de olsa aslında içinde Tanrı-âlem ilişkisini barındırmaktadır. Asıl tartışmalar Platon Aristoteles ve Yeni Platoncu filozoflarla başlamıştır. Bu iki filozof da âlemin kıdemine inanmaktadır. Orta çağ İslâm düşüncesinde temel tartışma İslâm filozofları ile kelâmcılar arasında geçmektedir. Bu konuda iki temel anlayış mevcûttur. Biri âlemin yoktan yaratıldığını savunan 'yoktan yaradılış doktrini' (ex nihilo) yani 'hudûs nazariyesi diğeri de 'âlemin kıdemi nazariyesi'dir. Kelâmcılar hudûsu İslâm filozofları
da kıdemi savunmaktadırlar. Âlemin Tanrı'dan geldiğini kelâmcılar da filozoflar da kabul eder. Problemin yegâne kaynağı bu oluşun zamansal bir başlangıca sahip olup olmamasıdır. Kelâmcıların da İslâm filozoflarının da bu tartışmadaki amacı var oluşta Tanrı'nın müdahalesinin statüsünü ortaya koymaktır. Bu önemli mesele ontolojik metafizik teolojik felsefi ve bilimsel alanların hepsini ilgilendirmektedir. Bu itibarla bu araştırma varlıkla ilgili temel kavramlar İlk çağ filozofları Yeni - Platoncu filozoflar ve kelâmcıların düşünceleri ile araştırmanın temelini oluşturan Fârâbî İbn Sînâ İbn Rüşd ve Gazâlî'nin düşünceleri bağlamında ele alınmıştır. Günümüzde bile hâlâ tartışılan bu önemli meselede bu araştırmanın okuyucuya bir katkı sunmasını ümit ediyoruz.