Adrienne Rich'in evrensel ve zamansız bir temayı işlediği "Kadından Doğma" kitabı 1976 yılında yazılmış olmasına karşın anneliği ataerkil düşünceden bambaşka bir düşünce ufkuna taşıması bakımından bugün halen güncelliğini koruyor. Eril zihniyetin kutsallaştırdığı mitleştirdiği idealleştirdiği ve tabulaştırdığı anneliği etkileyici ve cesur bir bakış açısıyla ele alıyor. Annelik kurumunun annelerin yanı sıra tüm kadınların kontrol edilmesi için ataerki tarafından nasıl inşa edildiğini sorunsallaştırıyor. Babaların krallığında varlığını sürdüren bu kurum kadınların zengin ve farklı deneyimlerini tektipleştirip bastırdığı gibi çelişkilerle dolu annelik rolleri dayatarak kadınların yaşamını belirliyor.
Peki ataerkinin inşa ettiği kurumun ötesinde anneliğe bambaşka bir gözle baktığımızda ne göreceğiz? Güç mü? Esaret mi? Şefkat mi? Şiddet mi? Sevgi mi? Öfke mi? Acı mı? Rich bu soruların yanıtlarını ararken hem kendi deneyimlerini hem de ataerkil sistemin dünyanın dört bucağında dayattığı benzer/farklı annelik deneyimlerini masaya yatırıyor. Bu kitapta somutlaşan araştırması anneliğe dair tarihsel akademik ve edebi metinler ile yine anneliğe dair kişisel deneyimleri iç içe geçirerek bizi yeni bir düşünce ufkuna davet ediyor. Kadın çocuklu-çocuksuz anne anneli-annesiz evlat olan bizlere de bu soruları annelik soybilimi içinden düşünüp yanıtlar bulmak onları çoklaştırıp zenginleştirmek düşüyor.