İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra sömürgeler tek tek bağımsızlıklarını kazanmaya başladı. Bu yüzyılın başında genelde dinin özelde İslamiyet'in fonksiyonunu tümüyle kaybedeceği sanılırken sömürgeciliğin son dönemlerinde ve sonrasında İslami akımlar gündemi işgal eden ilk maddeler arasında yer aldı. Herkes şunu açıkça gözlüyordu ki eğer İslamiyet'in motive edici gücü ve yüksek idealleri olmasaydı bağımsızlık savaşları kazanılamazdı.
Bağımsızlık kendisiyle birlikte sömürge yönetimlerin birer devamı ve izdüşümü olan halka yabancı siyasal iktidarların zorba devrini getirdi. Şimdi İslami akınlar eski sömürgeci ideoloji ve politikalarla İslamiyet'in varlığına kasteden sözde bu yerli yönetimlerle hesaplaşacaktı.
Kitabın yazarı Rıfat Seyyid Ahmed Mısır'ı hareket noktası seçerek Hasan el-Benna'dan Halid İslambuli'ye kadarki İslami akımların genel bir haritasını çizmekte bu arada Şükrü Mustafa Salih Seriyye Abdüsselam Farac Abbud Zümer Cehiman Uteybi ve Seyyid Kutup gibi kişilerin bu haritada işgal ettikleri kilometretaşı durumundaki konumlarını sade ve anlaşılır bir dille anlatmaktadır.