- Bunu sen mi yazdın? dedi. Adam soruya şaşırdı duyulur duyulmaz bir sesle:
- Belli ki yakıştıramadınız deyince adam gülerek:
- Yok yahu! Sen de yazabilirsin tabii niye yazamayacaksın ki? Bak elin kolun kafan yerinde maşallah deyip bir kahkaha attı yanlarından uzaklaştı. Harun yazarın duyabileceği bir ses tonuyla:
- Hocam boş ver bunlara bizim burada prezeci diyoruz. Preze hasat sonrasında kalan anız anlamına da gelir ama bizim burada zararsız yalanlar için kullanılır. Hatta bununla ilgili bir deyim vardır ''Preze hayat doğru yaşanmaz.'' diye.
Yazar benzer şeylerle oldukça fazla karşılaşmıştı çok da yadırgamadı. Kendine öz güvenini yitirenler kendinden olanlara da güvenmez onların yaptığı işi pek beğenmezlerdi. Böyleleri kendilerinden olmayanların yaptıkları işleri baş tacı yaparlardı. Ebeveynlerinin ''Tu qurbana zarê xelkê bi -Sen elalemin çocuklarına kurban olasın-'' sözü tam da bunu anlatıyordu. Kendi çocuklarının yaptığı hiçbir şeyi beğenmez başkasının yaptığı sıradan bir şeyi örnek gösterip bu deyimi söylerlerdi.