Çocuksu Su-Lâlezar dilsizlerin gamlı bahçesindeki alaca imge tohumlarını bülbüllerin kalbine ekiyor. Muhteviyattaki şiirler hayatın doğal akan ırmağına karşı setleşiyor. Duyguların telaşıyla yeniden şekillenen akış kendi gerçekliğini ve evrenini yaratıyor.
Her yaşam akışı biraz fa-i-lû-meç-hû-lün değil midir zaten?
''...bir çocuk ki yüreği gül tomurcuğu yeni çatlıyor
- akıl yaşta değil sokağın başında
Kantocu birazdan çıkar güllenirim
( en çokta bu çocuk aşk küfürbazı ilkyaz karına
Yedi bin beyitli Yusuf Has Hacib'in
fa-û-lün fa-û-lün fa-û-lün fa ûl
fa-i-lû-meç-hû-lün)...''