Öd. Asr. Tempus.
Hinun mine'd dehr.
Hareket. Ömür. Eyyam ve leyal..
Üzerine yemin edilen..
İnsan ile mevcut olan zaman..
Hangi zamanda yaşar insan?
Zaman maziden atiye ilerleyen çizgisel bir olgu mudur sizce?
Yoksa döngüselliği ile her noktayı özgürleştiren mi?
Peki; krallar ölümsüzlüğü neden arıyor destanlarda efsanelerde..
Var olan neydi Ashab-ı Kehf'te?
Sebe dilinde "dehr" nosyonunun tanımı; yakmak yok etmek anlamlarına gelmektedir.
Dehre bağımlı olan insan ise "Bizi ancak zaman helak eder!" diyor.
Memento te homineu esse!
Mebdeyi unutunca meadın bir ferahlama olacağını nereden bilsin insan!
Zaman arasında sıkışıp kalacağımız bir mefhum değildir. Burada iki kavram önümüze düşmektedir:
"Serbest ve serseri." Morfolojik olarak her iki kelimenin aynı kökten geldiğini söylemek mümkün.
Fakat bu kavramları semantik açıdan ele alırsak; başı bağlı ve başı boş. Yani biri bağlılık ile özgürleşirken diğeri prangaya mahkumdur.
Bizim aramamız gereken O'nun ânına erişip ruhumuzun güzel ile hemhal olacağı demlerdir..
"Benim ânım senin içinde sürer." mısrasıyla vakt-i dem'in arayışından haber veriyor Şiblî.
Gelecekten haberdar olmamamız bizi özgür kılan büyük bir imtiyaz.
Geçmiş denen ise sadece bir yokluk.
Ve ân. İki yokluk arasında olan. O'ndan bir ses ve zülfa..
11. sayımız ile sizlere yeniden kavuşmamızın bahtiyarlığını yaşıyoruz efendim. Şiblî'nin "Benim ânım senin içinde sürer." sözü dergimizin kapağına can verdi. Ön kapağımızı kıymetli tasarımcımız Elif Kurt hanımefendi arka kapağımızı kıymetli tasarımcımız İrem Bedirhanbeyoğlu hanımefendi çizdi. Nev-i şahsına münhasır kapak tasvirleri için teşekkürlerimi sunuyorum. 11. adımımızda "Sıyrık" kalemleri ile bize yoldaşlık eden Helezonik Deliler'e sonsuz şükranlarımla..
İyilikle kalın iyi kalınız efendim.
Sevgilerimle..
Gizem SÖNMEZ
Editör