Türkiye'de gıdanın metalaştırılması ile tarım ve gıda alanının sektörleşmesinin ardından; geldiğimiz noktada her yurttaşımızın insan olmaktan kaynaklanan gıda hakkının gıda güvencesinin ve gıda güvenliğinin ortadan kalktığı bir endüstriyel tarım ve gıda krizi ortaya çıkmıştır. Kriz gittikçe daha da derinleşmektedir. Krize yönelik tepkiler talepler ve çözüm arayışlarının ilişkisel ve bütünsel bir karşılığı olarak; çiftçilerin ortaya koyduğu gıda üzerinde emeği ve hakkı olan herkesin de kendisine yer bulabildiği gıda egemenliği mücadelesi sadece tarım ve gıda krizinin değil tüm hâkim kent ve kır yaşamının krizine de çözüm yolu sunan bir arayış olarak toplumsal yaşamın gündemine gelmiştir. 3 yıla yayılan çalışmaların sonucu olarak Gıda Egemenliği Hareketi'nin Türkiye'deki mücadelesine katkı sunabilmek fırsatını sağlamak amacıyla hazırladığımız bu kitap umuyoruz ki henüz bu mücadeleyle tanışmayan ama gıda üzerinde emeği ve hakkı olan yurttaşlarımıza gıda egemenliği mücadelesine omuz vermek ihtiyacı ve fikri sunacaktır.