1929 Dünya Ekonomik Bunalımı başta Amerika olmak üzere Avrupa ve Asya'daki birçok devletin ekonomilerinde krizler yaşanmasına sebep olmuştur. Dünya Bunalımı tarım ürünü fazlası nedeniyle ortaya çıkmış ve piyasaya özellikle tarımsal ürünlerin fiyatlarındaki düşüşle yansımıştır. Anadolu'da başta liman kentleri olmak üzere birçok kent Dünya Bunalımından yoğun bir şekilde etkilenmiştir. Bunlardan biri de İzmir'di. İzmir Kurtuluş Savaşı'nın yoğun olarak yaşandığı ve büyük yangınlarla tahribe uğramış bir liman kenti olmasından dolayı da ekonomisi Dünya Bunalımından derinden etkilenmiştir. Bu etkilenmenin boyutları kentin yerel basınına da yansımıştır.
Bunalımdan önceki iki yıl Türkiye'de yaşanan kuraklık tarımsal üretimin yeteri kadar yapılamamasına neden olmuştur. İthalat vergilerinin arttırılması yerli üretimi karşılamak adına fabrikaların açılması Türk sanayi tesislerinin kurulması yerli ürünlerin tüketiminin teşvik edilmesi gibi gelişmelerle devletçilik ilkesi gelişmiştir. Devletçilik ilkesi bu koşullarda hiçbir ideolojik anlam taşımayan şartlar gereği ortaya çıkan ve ülkenin ekonomik bağımsızlığı için can damarı görevini görmüştür. Banka ve borsa alanında devletin Türk lirasını koruması adına yaptığı değişiklikler ve aldığı tedbirler ile hem şirketlerin hem de Türk lirasının değeri korunmaya çalışılmıştır. Bu anlamda atılan ilk adım 1930 yılında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın kurulmasıdır. Türkiye'de alınan tedbirler ile bunalım çok kısa zamanda (üç yıl içerisinde) atlatılması sağlanmıştır.
Ülkede ticaret sektörünün bel kemiği olan Ege Bölgesi'nde üzüm incir pamuk ve tütün gibi sanayi ve ihracat ürünlerine talebin azalması bölgeyi önemli oranda etkilemiştir. Bu çalışmada Türkiye'nin krizden daha az etkilenmek adına yaptığı ekonomik ve sosyal hayattaki uygulamaları başta İzmir olmak üzere Ege Bölgesi'nin siyasi sosyal ekonomik ve sağlık alanlarındaki etkisi İzmir'in yerel basını üzerinden incelenmiştir.