Kendi içimde kendimi bilmediğim zamanlarda başlayan bir yoldu kendimi bulmaya çalışmalarım. Ne kadar da çelişkili bir durum değil mi? Kendi içimde bulmaya çalıştığım benliğim ve kendi İçimde kaybettiğim belleğim arasında savrulduğum zamanlar. Çelişmesine çeliştiğim doğrulukta yanlış olan ben miydim? Varlık arasında yokluğu arayarak ya da yokluk arasında varlığı hayal ederek. Hayalle hayatı karıştırıp mutsuzluğun içerisinde gülüşlerimin ardında saklı kalan mutsuzluklar hangi anlara aitti? Giden zamanların gelmeyen anlan arasında hayallerimin arasına eklediğim ve adına da hayat dediğim yaşamaya çalıştığım gerçekliğin arasında hangi yanlışın varlığı arasındaydım? Kendimi tanımadan karşımdaki ve çevremi tanıma çabalarım ne kadar da doğru olabilirdi? Beni saran ama bir o kadar da beni yakan gerçekliğin içinde olmayan belleğim ama olan benliğim ile verdiğim yaşama savaşı ile yol alışlarım. Ve bir gün yaşadığım hayat hikâyem ile başlayan kendimi buluşum üzerine hayatımın hayallerden de güzel olan gerçekliği ile başlayan benim hikâyem...