Teknoloji biyoloji ve felsefenin kesişim noktasında insanlık yeni bir dönüşüm sürecine giriyor. Posthümanizm ve transhümanizm bu dönüşümün iki ana eksenini oluşturuyor. Posthümanizm insan merkezli düşüncenin sınırlarını aşarak insan ile doğa hayvanlar ve makineler arasındaki yeni ilişkileri keşfederken; transhümanizm insanın biyolojik ve zihinsel kapasitelerini teknolojik araçlarla genişletmeyi amaçlıyor.
Posthümanizm/Transhümanizm ve Günümüz Sanatı bu iki kavramın günümüz sanatında nasıl yankı bulduğunu derinlemesine inceliyor. Eduardo Kac'ın genetik modifikasyonla yarattığı floresan tavşandan Stelarc'ın vücudunu teknolojik bir sahneye dönüştüren performanslarından Olafur Eliasson'un iklim değişikliğine dikkat çeken enstalasyonlarına kadar geniş bir yelpazede sanat ve teknolojinin buluşma noktalarını keşfetmeye davet ediyoruz.
Bu kitap insanın doğayla ve teknolojiyle olan ilişkisini yeniden tanımlayan sanatçıların hikâyelerini eserlerini ve felsefi yaklaşımlarını mercek altına alıyor. Posthümanizm ve transhümanizmin sanattaki yansımalarını anlamak geleceğin sanatını ve insanlığını anlamanın anahtarı olabilir. İnsan olmanın anlamını sınırlarını ve geleceğini yeniden sorgulamak için bu yolculuğa katılın. Sanatın gücüyle teknolojinin potansiyeliyle ve insanın evrimsel merakıyla dolu bu kitap posthümanist ve transhümanist düşüncelerin sanatsal dünyasını keşfetmek isteyenler için vazgeçilmez bir rehber.