Türk sorumluluk hukukunda kural olarak tazminat talebinin kabul edilebilmesi için davacının zararının varlığını ispat etmesi gerekir. Ayrıca zararın miktarı hükmolunacak tazminatın da üst sınırını oluşturur. Bununla birlikte mevzuatımızda zararın varlığı şartından tam bağımsız veya miktarı ile sınırlı olmadan talep edilebilecek birçok ödeme yaptırımı düzenlenmiştir. Bu çalışmada borçlar hukuku alanındaki ve bunlarla ilgili olduğu tespit edilen borçlar hukukunun ayrılmaz parçası olması itibariyle ticaret hukuku kapsamında öngörülen zararın varlığı şartından bağımsız ödeme yaptırımları ele alınmaktadır. Kavram daha evvel Türk hukukunda kullanılmamış olup bu bağlamda temerrüt faizi ve zararın kanunen varsayıldığı diğer yaptırımlar vade farkı götürü tazminat sözleşme cezası gerçek olmayan vekaletsiz iş görmede kazancın devri talebi yeniden kiralama yasağına aykırı davranışın yaptırımı ve hizmet sözleşmesi hükümleri arasında yer verilen cezai yaptırımlar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile getirilen değişiklikler ve yeniliklerle birlikte Haziran 2024 itibariyle geçerli mevzuat ve güncel yargı kararları ışığında irdelenmiştir. Ayrıca Alman hukukunda benimsenen normatif zarar teorisi ve Anglo-Amerikan hukuk sisteminde uygulanan cezalandırıcı tazminat (punitive damages) kavramlarının Türk hukukunda kabul görebilirliği araştırılmıştır.