Burhan Cahit bu romanında Türk edebiyatında çoktan klişeleşmiş ve hâlihazırda tek bir cevabı da bulunmayan bir sorunsalın peşindedir: "Aşk mı para mı?" ya da "Yalnızca para mutluluk getirir mi?" Bu iki sorunun cevabını elbette romanda bulmak mümkün ancak nitelikli okur Burhan Cahit'in Anasının Kızı'nda bu sorunsala cevap niteliğindeki olayları okuyup anlayıp roman sayfalarını çevirirken yine bu olayların içine yazar tarafından yerleştirilmiş Türk devletinin bir ferdinin Batı karşısında aldığı vaziyeti görebilir. Aslolanın muasırlaşmak olduğu 1930'lu yılların egemen fikriyle evlilik kurumu yasak aşk iffet cinsellik gibi mevzular beraber anlatılırken öte yandan bu mevzuların hepsi ekonomi hakikatinin etrafında döner durur. Romanda İsviçre'de beş yıl yaşayan Avrupa'nın çeşitli ülkelerini gezen Batı kültürüyle yetişmiş bir Türk kızı vardır. Bu Türk kızının gezip gördüğü kaldığı yerlerin- oteller müzeler cafeler restoranlar- bir kısmının hâlâ ayakta ve faaliyette oluşu günümüz okuruna faydalı olması maksadıyla notlandırılmış Gülseven'in 1930'lu yıllarda Avrupa'da gezdiği yerler hakkında çok kısa da olsa verilen bilgilerle hayali bir haritanın okurun zihninde çizilmesinin yolu da açılmıştır. Tabii bu notlandırma devir İstanbul'unun çeşitli yerleri için de yapılarak 1930'lu senelerin modernleşme tezahürleri de ortaya konmaya çalışılmış böylelikle Doğu'dan Batı'ya modernlik algısının coğrafi ya da mekânsal basit bir şeması da oluşturulmaya gayret edilmiştir. Ayrıca gazete sayfalarındaki tutsaklığı biten Anasının Kızı romanıyla Burhan Cahit Morkaya külliyatına bir katkı sunulduğu gibi Erken Dönem Cumhuriyet romanına da bir ilave yapılmıştır.