İlk defa ovadan ayrılıp tepeye çıktığında anlıyor ovanın ne kadar küçük olduğunu. Kendi içindeki bataklığa saplanan ve katiyen bu bataklığın dışına çıkmaya yeltenmeyen iki adım ötesinde gül bahçesi olduğunu nereden bilsin? Başını kaldırsaydı bataklıktan -yani ovadan- ayrılsaydı bilecekti; sonra kimbilir sevecek sevilecekti ve doğal olarak belki doya doya ömür sürmenin keyfine varacaktı.
" Kar yağsa temizlenir mi insanların içindeki bu pislik?"
"Ne kadar düşersen o kadar ayağa kalk işte bunun adı yaşamdır."
Sırrı tam çözülememiş bir dava...
Katledilmiş iki kardeş...
Müebbet hapisle yargılanan bir mahkum...
Davadan bağımsız başarılı bir müdür...
Doğrudan ve yanlıştan bihaber topluluklar...
Ve en yakınındakilere hunharca ihanet eden gözü dönmüşler...