Shakespeare'in Hırçın Kız oyunundan ilham alan bu eğlenceli ve baştan çıkarıcı hikâyede çocukluk düşmanları aşk ve nefret arasındaki ince çizgiyi keşfediyor. Katerina Wilmot ve Christopher Petruchio çocukken aynı bahçeyi paylaşmış ancak yetişkin olduklarında aynı yarım küreyi bile paylaşamamıştır. Ta ki Kate aile evine ziyarette bulununcaya ve aralarındaki düşmanlık yeniden alevlenerek şiddetli bir cehenneme dönene kadar.
Arkadaşlarının ve ailelerinin barış çağrılarına rağmen Christopher Kate'in düşmanlık alevlerini isteyerek söndüreceğine ikna olmaz. Ancak Kate sarhoş olup itirafta bulunduğunda Christopher onunla sonsuza dek barışmaya yemin eder. Birden beyefendiye dönüşen baş düşmanına kapılmak her ne kadar cazip gelse de Kate onun büyüleyici iyi adam tavırlarına kuşkuyla yaklaşır.
Christopher'ın ısrarı ve Kate'in merakı tutkulu bir öpücüğü de beraberinde getirdiğinde "barış"ın aralarında mümkün olabilecek son şey olduğunu anlarlar. Arzu yerini daha derin duygulara bırakırken Kate ve Christopher bir karar vermek zorundadır. Kalplerinin kırılmasını göze almaktansa nefret etmeye devam etmek daha mı iyidir? Yoksa bu kararı çok uzun zaman önce kalpleri vermiş midir?