Erken dönem tefsir faaliyetini her zaman gündemde tutmak önem arz etmektedir. Zira bu sayede ancak ilk anlama yaklaşılabilir ve yanlış anlamaların önüne geçilebilir. Özellikle tabiûn dönemi tefsir faaliyeti anlama faaliyetinin dönüm noktası olarak görülebilir. Bu dönemde bir taraftan ilk anlam arayışı sürmekte diğer taraftan Kur'an farklı fikir ve düşüncelerin kaynağı olma yönünde kullanılmaktadır. Buna karşılık Kur'an'ın bu fikir ve düşüncelere karşı kullanılması da zorunlu hale gelmektedir.
Sahabe tefsirinde olduğu gibi tabiûn tefsirinde de öne çıkan bazı şahıslar vardır. Musaid b. Tayyar'ın yaptığı çalışmaya göre tabiûn içerisinde en çok rivayeti olan kimse Katade b. Diame'dir. İkinci sırada yer alan tabiûn alimi Mücahid b. Cebr'dir. Üçüncüsü ise incelemeye konu edindiğimiz Hasan-ı Basrî'dir. Bu bilgi önem arz etmektedir. Çünkü bu bir dönemdeki tefsir faaliyetinin yoğunlaştığı şahısları ve üzerinde çalışılmaya değer sayıda rivayeti bulunan alimleri göstermektedir. Çalışmada tabiûn döneminde nitelik ve nicelik olarak öne çıkan ve bu yüzden de üzerinde çalışılmayı hak eden Hasan-ı Basrî rivayetlerini ele aldık