Milletlerin esas zenginliği ancak ve ancak sahip oldukları insan hazinesiyle ölçülebilir. Zira ehil münevverleri ve sanatkârları olmayan milletler kültürlerini ve kimliklerini geleceğe taşıyamamış derin krizlerle oradan oraya sürüklenmiş neticede de tarihe karışmışlardır.
Türk milleti ise sandıklarda parlayan mücevherler misâli münevverleri sanatkârları âlimleri ve önderleriyle tarihin her devrinde en değerli hazinelere sahip milletler arasında olagelmiştir.
Merhum muallim Mahir İz hem hayatı boyunca Türk milletinin insan hazinesinin nadide mücevherlerinden biri olmuş hem de bu hazineye nice mücevherler bağışlayarak genişlemesini sağlamıştır.
Osmanlı'nın son dönemine ve son dönem münevverlerine Cumhuriyet'in kuruluşuna ve bu süreçteki dönüşümlerin mimarlarına tanıklık eden Mahir İz hatıralarını anlattığı bu eserle hem yakın tarihimizi bugüne taşıyor hem de insan hazinemizin nadide parçalarını bizlere tanıtıyor.
Yılların İzi bu özelliğiyle yalnızca bir hatırat olmanın ötesine geçerek; anlattıklarıyla tarihî bir vesika tanıttıklarıyla bir şehrengiz okuttuklarıyla bir antoloji öğrettikleriyle bir rehber kitap hüviyeti de teşkil ediyor.