Ahmet Cevdet Paşa tarihi bir Rumeli kasabası olan Lofça'da 1823'te doğmuş ve 1839 yılında ilim tahsil etmek için geldiği İstanbul'a yerleşerek payitahtın nimetlerinden faydalanıp kendisini en iyi şekilde yetiştirmeye çalışmıştır. İstanbul medreselerinde öğretimini tamamlayıp kadılık ve müderrislik unvanlarını kazandıktan sonra Bâbıâli'ye intisap edip Tanzimat bürokrasisinde güçlü bir yer edinirken ilmî çalışmalarını da ihmal etmeyerek iki alanda da başarılarını tescilleyecek çalışmalara imza atmıştır. 1866'ya kadar süren bu dönemde resmen ilmiye mensubu olmakla birlikte vaktinin çoğunu idari görevlere ayırmak durumunda kalmıştır.
Ocak 1866'da vezirlik rütbesiyle ödüllendirilip resmen mülkiyeli olduktan sonra da İstanbul'da ve taşrada önemli idari görevlere atanmış olan Cevdet Paşa fırsat buldukça ilmî çalışmalarına devam etmiş ve önemli kalıcı eserleri olan Tarih-i Cevdet'in yedi cildini ve Kısas-ı Enbiya'nın tamamını bu dönemde yazmıştır. Cevdet Paşa on dokuzuncu yüzyıl bürokratları ve devlet adamları arasında üst düzey idari görevleri nedeniyle uzun süreler ara vermesine rağmen ilmî çalışmalara dönebilmeyi başaran önemli bir isimdir.