Bir uçtan bir uca cesaretle dokunan rengârenk bir Türkçe...
Derinlerden kanaya kanata üflenen hakikî bir aşk nefesi...
Varoluşun belki de şiirde ebedi yükselişidir bu.
Ve Neyzen Tevfik... Kendisini de böylece şiirleştirir...
Sarhoşken ayıklardan daha ayık bir deha.
Tımarhanede gecenin bir buçuğunda şiir yazarken akıllılardan daha akıllı bir uyanık...
Gönlünün meyhanesi tüm sözcükleri tırnak içine aldırır:
Dinleyen her zerreye bin bir hitâbım var benim
Kâinât isminde Hiç'ten bir kitâbım var benim!
Ya hitâbımdan okursun ya kitâbımdan beni
Yazdığım efsânede on altı bâbım var benim!
Hey'etimde müttefik mağrible maşrık veche yok;
Gayr-i mer'î zerrede bin âfitâbım var benim!
Hüsn-i mutlak bir yudumda kendini gayb eyledi
Gönlümün humhânesinde böyle nâbım var benim!
Varlığımdan intihâsızlık terennüm eyleyen
Bezm-i hîçîde adem adlı rebâbım var benim!
Neşvemiz bî-ibtidâdır işvemiz bî-intihâ
Böyle bir sâkîye candan intisâbım var benim!
Meyve-i memnû'adan çekmiş bizim pîr-i mugān
Neyzen'im gönlümde bin bir küp şarâbım var benim