Yürüyordu.
Ömrünün hiçbir döneminde olmadığı kadar mutluydu. Ve yürüyordu.
Yer mi yürüyordu? Yer yer o mu yürüyordu? Bilmiyordu yürüyordu.
Bir doruğa ulaştığında kanat çırpmayı bırakan kuş gibi süzülüyordu.
Hedefe yürüyordu..
Bilmediği hedefine üzerinde odaklanan şaşkın bakışlara inat.
Umursamadan yürüyordu.
Neyin nesiydi bu karşılama töreniP
Düğün müydü?
Son nefese atılan düğüm müydü?
Gel diyen yoktu yürüyordu..
Dünya üzerinde görmediği duymadığı kadar güzel bir yerdeydi. "Kal
diyen yoktu yürüyordu.
Ne söze ihtiyaç vardı anlatabilmek için ne dinleyebilmek için sese...
"Duy" diyen yoktu yürüyordu.
Kat ettiği mesafe adımlarıyla aşabileceğinden çok fazlaydı. Ama yü-
rüyordu.
"Henüz erken" cümlesi yaraladı sessizliği. Bir sarsıntı hissetti önce.
Tüm vücudunun titrediğini... Sonra;
Araladığında gözlerini gülüyordu.
"Kalbi atmaya başladı" dedi. bu kez başka biri.
Az kalsın ölüyordu."