Bilginin lânetli bir tarafı var. Kim ona sahip oluyorsa Medusa'nın gözlerine bakmış gibi taş gibi ağırlaşıp kalıyor. Hayat onun için bir bataklığa dönüşüyor ve kendileri de taştan bir put gibi o bataklığa her geçen gün battıkça batıyor. Bilmek hem büyük bir lânet hem cehaletin rahmi ama kimse bilmemeyi öğrenmiyor. Denemiyor bile. Bilmemekteki konforu keşfetmeyi kimse istemiyor. Herkes her şeylerden bahsediyor. Çünkü herkes her şeyi biliyor. En çok kendilerini. Halbuki bilgi en önce kişinin bizzat kendisini ele geçirir ve onu yok eder.