Sürekli ümitsizlikle iç içe yaşayıp yine de bu narin soytarı çiçeklerini rüzgârlara karşı koruyarak yetiştirenlerin hüznünü anlayabilseydiniz keşke!
İnsanlığımı Yitirirken'in meşhur kahramanı Ōba Yōzō'nun doğuşu Dazai'nin başyapıtından on üç yıl önce kaleme aldığı kara mizah tadındaki Soytarı Çiçekleri'yle olmuştur. Sevgilisiyle intihar girişiminde bulunan ve balıkçılar tarafından kurtarılan Yōzō deniz kenarında bir sanatoryumda tedavi altına alınır ve burada geçirdiği "koca bir ömürden daha değerli" dört günde duygu dolu anlar yaşar. En karanlık anlarında bile kendini acısından sıyırıp dostlarıyla "soytarı çiçekleri"ni sulayan Yōzō'nun hikâyesinin esin kaynağı elbette Dazai'nin kendi deneyimleridir. Henüz yirmili yaşlarındaki Dazai dönemi için alışılmadık bir stille dördüncü duvarı yıkarak yazma sürecinde aklından geçenleri de okuyucusuyla paylaşır.
"Dazai'nin alışıldık kaygıları her zamankinden daha hafif daha nükteli bir tonda; Soytarı Çiçekleri kayıp gençlerin sahte cesaretlerinin altında yatan sevimliliği yakalıyor."
―The New York Times