GENÇLİĞE ÖVGÜ GENÇLERE ÖVGÜ
Ziyade gençler için çıkan bir derginin gençlik eleştirisi yapması kendi tezine de eleştiri gibi görünebilir. Bir grup gencin herkes ve her şey için adalet talep edişi övgüye mazhar gençlerin varlığını aşikâr ediyor olabilir. Bu çelişki bizi yoldan çıkarmaz söylemek istediğimizi keskinleştirir sadece.
Malum klasik anlatıların merkezindeki şey net ve sahici bir ihtiyarlık övgüsüdür. Kaç tane Der Medh-i Piri var sayalım. Kırklar'ın kendisi de kemalatın vakti de bununla ilgili. Bu fakat zamanla ilgili değil. Modern zamanlara kadar ihtiyarlığın övüldüğü bir dünyada yaşıyorduk. İhtiyar adı üzerinde seçme vasfına muktedir olmayı işaretliyor. Artık durmadan ve çılgınca gençliğin övüldüğü bir dünyanın içindeyiz. Herkesin ve her şeyin onlara göre ayarlandığı bir dünya burası. Böyle olunca da gündelik hayatta karşımıza çıkan hemen her konuda anlamsız olana maruz kalışımız kaçınılmaz.
İhtiyarlık övgüsü de gençlik övgüsü ya da yergisi de sadece zamanla ilgiliyse bir tür kötü ırkçılık karşısındayız demektir.
Anlayalım ve notlandırıp geçelim; gençlik övgüsünün kendisi dünyada az yaşamış olmaya övgü değildir. Yeniden ve sıfırdan ve tekrar başlayabilecek olmanın kendisine övgüdür. Çabalamanın kendisine övgü anlamaya çalışmanın sabahlara kadar uykusuz kalmayı taşıyabilecek kasların gücüne yaslanıp denge ve hesap gözetmeksizin her doğruyu söyleyebilmenin kendisine övgüdür. Gençlik övgüsü dünyaya bulaşacak kadar dünyada yaşamadığı için hakikatin hatırını herkesin ve her şeyin üstünde tutmaya övgüdür.
Kendisini bağlayacak bir tarihi/geçmişi olmadığı için -bazen aptallık sayılabilecek olsa bile- ileriye doğru cesaretle atılmanın kendisine övgüdür.
Yoksa dört tane daha takipçi elde etmek için bedenini yahut beynini ifşa eden kimse genç değildir.
Politika koridorlarında on sekiz yaşını doldurduğu için milletvekilliği kovalayan hiç kimse genç değildir. Düşmanı olmayan ve İsmet Bey'in sözleriyle düşman olunamayacak kadar silik bir hayat çizgisi takip eden kimse genç değildir. Okumadığı dünyayı küçümseyen yahut o dünya hakkında bir çaba göstermeksizin konuşabilmeye cüret eden ve yahut sadece 'büyükler'inden aldığı ezberiyle bilmediği dünyalara düşmanlık eden hiç kimse genç değildir.
Avantajı olduğu kadar dezavantajı da olan bir durum gençlik. Tüm insanlık tarihi boyunca ilk kez bu kadar coşkuyla övülmesinin bir anlamı var elbette. Tarihi olmadığı için bir sabitesi de çoklukla yok. Endişesi geçmişe ilişkin değil -elinde sadece gelecek olduğu için- geleceğe yöneliktir. Bu yerini ve yönünü rahat değiştirmeye imkân veren bir şey müşteri olmaya müsait. Dezavantajı bu işte. İhtiyarlığın tersini alarak düşünelim bunu. Maverdi'nin ihtiyarlık yorumuna dikkat kesilebiliriz. Onun da geleceği olmadığı için tüm endişesi geçmişe yöneliktir. İki durum da bize şunu söyler; övgüye değer olan şey zamanın kendisi değildir o zamanın içinde yapılan yolculuğun süresi de değildir. Anlama çabası ve o çabayı gösterme kudretidir. Yeniden başlamak için gerekli olan cesaret ve dinçliktir. Diğer türlüsü İsveç'te doğmadığı için gerçekten üzgün olan herkeste yeterince var zaten. Gençliğe övgü gençlere övgü değildir. Erken kalkanların kendisine övgüdür.
***
Hikem'in hangi çevirisinde bilmiyorum ama Mustafa Kara Hoca'nın Türkçesiyle "Namazda Kur'an'dan başka bir kitap okunacak olsaydı Hikem okunurdu" iltifatının yöneldiği Ataullah İskenderi şöyle diyor: "Biri birisine seni seviyorum dediğinde fikrimce yer ile gök titrer."
Dünyaya buradan bakmakla bir Yahudi gibi bakmak arasında devasa bir yer var.
Yerimizi bilelim ve koruyalım.
Ve evet Yahudiler Son 11 ayda Gazze'de 17.000 Çocuk öldürdü.
Filistin hakkında konuşmayı bırakma!