Astroarkeoloji insanlık tarihinin ve gezegenimizin evriminin öyküsünden ortaya çıkar.
Güneş Samanyolu içinde hareket ederken tüm güneş sistemini de beraberinde sürükler; elbette ~ 2.5 milyon yıldır ona eşlik eden insanla beraber gezegenimizi de. Yer'in dolayısıyla insanın varlığını sürdürebilmesi başlıca güneş sistemini oluşturan astronomik cisimlerin birbirleriyle olan fiziksel etkileşimlerine bağlıdır. Gökyüzünü izleyen insan ilk zamanlardan itibaren bu bağlılığı bir düzen içine oturtmaya ve kurallarını belirlemeye çalışmıştır. Yer - Gök ilişkisini ifade etmeye yönelik bu çaba insanın evren algısını ve gezegen üzerindeki yaşama şeklini biçimlendirmiştir ve astroarkeolojinin en temel veri kaynağıdır.
Astroarkeoloji yer - gök ilişkisinin neden olduğu etkileşimin insandan (antropolojik kültürel arkeoastronomik vs.) ve gezegenden (jeolojik ekolojik paleontolojik vs.) yansımalarını içeren izler sayesinde astronomik veriye ulaşan ve bunu günümüzün bilimini üretmek için kullanan çok alanlı bir bilimdir. Bu nedenle astroarkeoloji insanı ve gezegeni odağına alan her bilimden yararlanır ve aynı şekilde onlara katkı sağlar.
Bu kitapta astroarkeolojinin ana hatları çizilerek sosyal ve fen alanlarını bünyesinde birleştiren bu bilimin sahip olduğu geniş açılım hevesli ve öğrenmeye istekli okuyucuya aktarılmaya çalışılmıştır.