Tvafrak kılıcın ucunu yere sapladığında kabzası çenesine geliyordu ve oldukça ağırdı. Tvafrak çift eli ile tutsa dahi kılıcı birkaç defadan fazla savuramazdı. İçlerinden biri "Kılıç ağır geldi herhalde!" deyince yine kendi aralarında gülüştüler. Liderleri "O ne öyle? taştan mı o kılıç?" dedi şaşkınca. Liderleri kılıcın taştan olduğunu fark edip şaşırmıştı. Adamların Tvafrak ile arasında 20 adım kalmıştı. Tvafrak belindeki demir hançeri çıkardı ve elini yerde uzanan taştan ve birçok yerinden çatlamış kılıcın üzerine uzattı. Elini keserken kılıcın üzerine damlayan kanlar eşliğinde "Sizi uyarırdım ama dinlemezdiniz. Asla dinlemezsiniz. " dedi. Elinden damlayan ilk kan damlaları kılıca değdiği an kılıcın çatlakları kan kızılı bir ışıkla parlamaya başladı. Ardından daha fazla çatlak açıldı ve kılıcın üzerindeki taş kaplama dökülmeye başladı. Kılıcın üzerindeki taşlar döküldükçe kara metalden keskin kenarları ve kan kızılı gövdesi ortaya çıktı.