Allah'ı Bilmek ve îman: İsimli kitaptaKelâmcıların Allah'ın varlığını isbat eden delilleri özetlendi. Ayrıca delâleti kesin olan delillerle (bürhanlarla) hiçbir şüphe ve ihtimale yer vermeyecek şekilde Allah'ın varlığı isbatlandı.
İnsan Allühû Tealâ'yı bilmek ve O'na îman ve ibadet etmek için yaratılmıştır. Allah'ı inkâr eden kimselerin "Akılları vardır ama bununla gerçeği kavramazlar. Gözleri vardır fakat onlarla görmezler. Kulakları vardır lâkin bunlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidirler; hatta daha sapıktırlar. Onlar gâfillerin tâ kendileridir." (el-A'râf 179)
Bilimin kesin verilerine göre maddenin mahiyeti açıklandı. Madde; cansız şuursuz ve âtıldır. Şuurlu ve âlim bir yaratıcı olmadan kendiliğinden gayeli ve düzenli bir eseri vücuda getiremez. Enerji de aynı madde gibidir. Şuur ve bilgiyle kontrol edilemeyen enerji her şeyi düzensiz olarak yakar ve yıkar. Enerji bir kimsenin düzenli bir eseri yapabilmesi için şuur ve bilgi ile kontrol altına alarak kullandığı bir vasıtadan ibarettir. İnsandaki akıl zekâ bilgi edinme ve irade gibi fiziki ve kimyevi olaylara indirgenmesi imkânsız olan tezahürlerle ruhun varlığı isbatlandı.
Matürîdiler Eş'arîler ve Mutezile Allah'ı bilmenin vacib olduğu konusunda birleşmişlerdir. Allah'ı bilmek farzdır. Allah'ı bilmeye ileten de aklın nazar ve istidlâlidir. O halde Allah'ı bilmeye götüren aklî delil getirmek de farzdır. "Allah'ın var olduğu bilinemez. Bu konuda yapılan akıl faliyetleri ve mantık gayretleri boşunadır" diyen Kant'ın iddialarının tenkidi yapılmıştır. Yüce Allah'ın aklî delillerle kesin olarak bilinebileceği gösterilmiştir. Ayrıca insanın Allah'a iman etmeye ihtiyacı da belirtildi.