2010'dan beri İslam din dersi Alman eyaletlerinin sekizinde okul müfredatlarına resmi olarak girdi. Ancak egzotik dışarlıklı ve öteki olarak görülen İslam'ın seküler akılcı ve teknik Alman eğitim sisteminde Müslüman öğrencilere nasıl öğretileceği konusu büyük bir didaktik ve pedagojik tartışmaya yol açtı. Ne var ki onca tartışma ve literatüre rağmen İslam'ın Batılı kültüre nasıl transfer edileceği sorusu genelde yanıtsız kaldı. Bu soruyu yanıtlamaya çalışan Kemal İnal İslam gibi bir dinin öğreti değer ve kavramlarını Batının gündelik akılcı ve seküler yaşamına tercüme etmenin mümkün olup olmadığını Habermas'ın postmetafizik ve postseküler din kuramı üzerinden analiz etmekte ve tartışmaktadır. İnal incelediği Almanca İslam din dersi kitaplarında liberal pek çok değere (saygı hoşgörü ötekinin kabulü uzlaşma kültürü insan hakları çoğulculuk ve çokkültürlülük) didaktik ve pedagojik olarak yer verildiğini öne sürerken İslam'ın seküler dile tercümesinin nasıl yapıldığını bazı Habermasyen kategoriler (ahlaklı davranmak özne olmak iletişimsel eylem ötekinin temsili özdüşünümsellik rasyonel argümantasyon) üzerinden analiz etmektedir. Öte yandan tercümenin aksadığı veya problematik teşkil ettiği kimi noktaları da çeşitli kategoriler (endoktrinasyon indirgeme ideal tek dünya tasarımı kökensel bütünlük pedagojik düzey iki ayrı dünya) bağlamında ele alan yazar İslami değer ve kavramların yorum eleştiri ve sorgulamaya tabi tutulmaksızın seküler akla aktarılışını da eleştirel biçimde incelemektedir. Sonuç olarak İnal İslami tezlerin seküler hayatın çeşitli kural değer ve problemlerine akılcı kalıplar üzerinden transferinin tercümeyle mümkün olduğunu ileri sürmekte ve fakat bu tercümenin sorunsuz olmadığını çok sayıdaki örnek metinle ortaya koymaktadır.
Töz yayınevi olarak bu çalışmanın Almanya'nın yanı sıra Türkiye'de de din ve sekülerlik/laiklik tartışmalarına pedagoji üzerinden ve farklı bir pencereden bakma imkânı sağlayacağını düşünüyoruz. Zorunlu din dersi seçimlik dini dersler yeni müfredat yanı sıra okullarda tarikat ve cemaatlerin faaliyetlerinin yoğun olarak tartışıldığı günümüzde bu çalışmanın demokratik ve akılcı bir sistem içinde dinin yer işlev ve kapsamının ne ve nasıl olması gerektiğine dair düşünce üretiminde faydalı olmasını umuyoruz.