Sonsuz bir hapishaneye sıkışmış gibiydi Kora. Bu hapishaneden çıkmak için olanca gücüyle savaşsa da kendini hep başladığı yerde buluyordu. Mutlu olduğu sevildiği zamanlara gitmek tek amacıydı. Bu süreçte kendinden uzaklaşacak kimliğini yitirecek ve özünden kopacaktı.
Zaman algısını yitirdiği esnada kendi benliği de yok olmuştu. Kendini hissedebilmek için zamana ihtiyacı vardı. Ama zamanın nerde başlayıp nerde bittiğini anlayamıyordu. Sabahı akşam zannediyor akşamı da sabah. Amacını ara ara unutuyor ve hafızasında olan bulanık bilgilere güvenemiyordu. Bulanıklık onu geçirmiş gibiydi. Bulanıklık ardından korkuyu ve umutsuzluğu da getirmişti. Tüm bunlara rağmen içsel benliği mutlu sona erişebileceğini zannediyordu hep. Umutsuzluğun içinde bir kardelen çiçeği bulmaya çalışıyordu.
Kora'yla birlikte siz de kavramların üzerine düşünecek ve dualiteyi sorgulayacaksınız. Doğrusal ya da dairesel zaman anlamlarını keşfedeceksiniz. Bu heyecanlı yolculuğa bayılacaksınız.