Hepimizin kafasının içinde hiç susmayan ve suretlere bürünerek birbirinden farklı konularda çığlık çığlığa kendini dinletmeye çabalayan seslerin var olduğunu biliyorum. Kimimiz bu sesleri ritmik bir müzik gibi ruhumuzu beslemek için dinleyecek kadar şanslıyken kimimiz bir çocuğun nota bilmeden sadece var gücüyle nefesini vererek çaldığı tiz bir flüt sesini dinlercesine şanssızız. Nasıl dinlersek dinleyelim; bu seslerin ruhumuzda bıraktığı izlerin yansımasıyız. Peki biz kafamızın içinde bu seslerle mi doğuyoruz yoksa onları var eden etkilere mi maruz kalıyoruz? Hayatının hangi noktasında ruhunun parçalara ayrıldığını bilmeyen bir kadının giz dolu hayatı sayesinde öğreneceğiz bu seslerin neden ve nasıl var olduğunu. Yalnızca aksiyondan aksiyona atılan bazen düşen ve güçlükle kalkan ama her koşulda hayata tutunan bir kadını okumayacak; aynı zamanda beynimizin yarımları tamamlatmak için bizi nelere zorlayabileceğini kendini koruma altına alabilmek için ruhumuzda nasıl izler bıraktığını ve ruh tamamlanmadan kendisinin de nasıl yarım kaldığını öğreneceğiz. Ve belki de okumayacak izleyeceğiz. Çünkü ben sizlere roman tadında bol görsel şölenli bir aksiyon filmi sunuyorum. İyi seyirler.