Bu çalışmada Yahudi geleneği-şiddet ilişkisi Tanah bağlamında incelenmiştir. Tanah literatüründe yer alan şiddete yönelik mesajların analiz edilmesi hem Yahudi geleneği-şiddet ilişkisinin açıklığa kavuşturulması açısından hem de İsrail-Filistin çatışmasının dayandığı zeminin tespit edilmesi açısından önem arz etmektedir. Zira yaklaşık bin sekiz yüz yıldır pasifist olarak tanımlanan Yahudi kimliği Siyonist ideolojinin ortaya çıkmasıyla militarist bir niteliğe bürünmüş binlerce yıldır devam eden apokaliptik beklentiler yerini büyük oranda onarıcı/aktivist mesihçi anlayışa bırakmıştır. Bu süreçte Siyonist ideolojinin kurucularının ve destekçilerinin seküler dünya görüşüne sahip olmalarına rağmen toprak üzerindeki iddialarını desteklemek için Tanah'a başvurmaları bu literatürde yer alan seçilmiş ırk inancı ve vaad edilmiş toprak düşüncesi temalarının araçsal kullanımını gündeme getirmiştir.
Tanah'a göre Tanrı'nın İsrailoğulları ile etnik temele dayalı olarak yapmış olduğu ahit Yahudi halkının diğer milletlerden üstün olduğunu ifade eden seçilmişlik doktrinine kaynaklık ettiği gibi İsrailoğulları'nın Filistin topraklarının yasal mirasçısı olduğuna yönelik vaad edilmiş toprak düşüncesine de temel oluşturmuştur. Yahudi kimliğinin ana bileşenlerinin Tanrı ile yapılan ahit ile belirlenmesi İsrailoğulları'nın yabancılara yönelik dışlayıcı ve saldırgan (şovenist) bir tutum takınmasında belirleyici olmuştur. Bu nedenle Yahudi geleneğine ait kutsal metinlerin teolojik ve politik boyutlarıyla ele alındığı bu çalışmada Yahudilikte şiddetin kaynağının ve yansımalarının tespit edilmesi amaçlanmıştır.