Şimdi ikisinin de yazgısı aynı yolda aynı rotanın üzerinde birleşmişti. Zaman durmadan geçiyor gün akşama doğru ilerliyor Esma ve Fırat gidiyorlar. Esma'nın aydınlık yüzüne ölümün karanlığı sinmiştir. Tıpkı Gılgamış gibi güneşin doğuşu yönünde dağdan ve karanlık tünelden geçerek uzun tehlikeli karanlık bir yol izleyerek ölümsüzlük otunun peşine düşecekler. Kadim zamanların kadim kültürlerin kadim seslerin peşinden gidecekler.
Aşkın ve ölümün birleştiği yolda sevgi ve nefretin iç içe geçtiği bu kadim topraklarda lirik aşkların coşkusu ve sevginin ışığı yeniden aydınlanacak.
Aydınlık ve karanlık dünyanın başlangıcından beri durmadan yer değiştirip duruyorlar. İnsanın da içinde bir parça aydınlık bir parça karanlık vardır. İç gözümüz hangisini daha iyi görürse ona doğru yöneliriz. Bilginler aydınlığa doğru cahiller karanlığa doğru yürürler. Karanlıkta yürüyen kişi bütün dünyayı karanlıktan ibaret sanır bu yüzden ışığı arama zahmetinde bulunmaz. Ama karanlıktan aydınlığa çıkan geri dönmeyi asla aklından geçirmez. Kimi insanlar yüreğinde ışığı kimileri de karanlığı taşırlar; kötüler gittiği yere karanlığı iyiler gittiği yere aydınlığı götürürler.