Anne; sen ölümle yaşam arasında bir çizgi bense o çizgiye bağlı bir can. Sen ufukta denizle gökyüzünün birleştiği yerde bir serap. Bense masmavi bir denizde yolunu kaybetmiş bir kaptanım.
Nihayetsiz Garip; ne ölümdü ne yaşam o çizgi o çizgi dolandı canımı bağladı. Ufukta beklemiyorsun artık sen. Denizle gökyüzünde birleşmiyor biri mavi biri sis pus. Serabın ise çölde değil kutupta kaldı. Oysaki sen yazdın ama yaşattığın kış. Kaptan bile şaştı kaldı bu nasıl kaçış.
Nihayeti Talip; Annem ve bir nihayetsiz nihayeti miydim ben bu dizelerin yoksa canı cananı sen değil miydin bizlerin?
Rikkat kelime anlamı ile naziklik incelik demektir. Hat ise çizgi demek. Kitabın ismi 'İnce çizgi' anlamına gelmektedir. Aslen ise bu bir rikkat mektuplarıdır. Mektup eskiden beri süregelen bir ince davranıştır. Tabii ki yeniçağda pek benimsenebilen bir şey olmadı bu ama işte bazıları sadece bu gibi şeylere tutunup ayakta kalabiliyor. Ya da ne bileyim güzel sözler söylemediği anları yaşamaktan saymıyor. İşte tam da bu yüzden bir hayli yorgun kâğıtlar. Kolayın güzelin yorgunluğu olur muymuş demeyin. Eğer gerçekten güzelse zordan daha dehşet bir yorgunluktur bu. Bu yorgunluklar ne kâğıtlarla diner ne mektuplarla. Ve hep ertesi ertesini doğurur. Sonu ne zamandır bunun? İşte yazılamayan en derin hikâye. Çünkü kendimizi sürekli süreli mutlulukların içine hapsetmek zorunda kalıyoruz. Böylelikle de rikkatle çok samimi oluyoruz. Her bir hapsediş daha çok nazikleştiriyor kelimeleri. İşte artık bütün kelimeler inceden inceye. Bu kitaba karşın yazılmış bir de İstikrat-ı Hat yani 'Yeri gelmişken söylenen' söz anlamına gelen bir kitap daha vardır. O da ilerleyen süreçte çıkarılacak bir kitaptır