Yaşadım mı bilmiyorum ama öldüm biraz sevilmek uğruna. Noktalar virgüller parantezler sesiz acıma ket vuran semboller sadece yalnızım dünyadaki herkes kadar kimsesizim hiç kimseliğim de. Hala sevmediğim bir şehrin sokaklarını Bitsin diye koşarak arşınlıyorum ama bitmiyor yolları çıkamıyorum içinden Çünkü burası benim mezarım! Ben bir ölüyüm öldürüldüm; sevgi dillendirilerek ihanetle kesildi boynum yalnızlığa soktular kafamı. Bir kova dolusu yalnızlıkla boğdular. İşkence olsun diye gözüme gözüme sokuldu vatanımdaki yoksulluk açlık işsizlik insansızlık. Ben bir ölüyüm ve bu elinde tuttuğunsa bir ölünün dünyayı gıybet edişi. Ölüler şarapla yıkanmaz çünkü günahını taşıyacak bir küfe henüz icat edilmedi...